top of page
Search

Eris: Kaosun Tanrıçası ve Astrolojideki Devrimci Gücü


Astrolojide Eris_ Kaosun Tanrıçası ve Gücü

Peleus ile Thetis'in Düğünü
Peleus ile Thetis'in Düğünü

 Flaman ressam Joachim Wtewael'in "Peleus ile Thetis'in Düğünü" tablosunda Eris (üstte bulut üzerinde) elindeki nifak elmasını tanrıçaların arasına atarken tasvir ediliyor. Eris, Yunan mitolojisinde “Nifak (Discordia) Tanrıçası” olarak bilinir; yani anlaşmazlık, çekişme ve kargaşanın vücut bulmuş hâlidir

En meşhur öyküsü, Peleus ile deniz tanrıçası Thetis’in Olympos’taki düğün şölenine davet edilmediği için ortaya çıkardığı “Altın Elma” hadisesidir. Efsaneye göre tüm tanrılar bu düğüne çağrılır, ancak fitneci tabiatıyla bilinen Eris davetsiz bir şekilde düğüne gelir ve intikam almak için üzerine “En güzele” yazdığı altın bir elmayı ortaya atar. Elma, güzellik konusunda üç büyük tanrıça arasında (Hera, Athena ve Afrodit) bir anlaşmazlık başlatır; “Kimin daha güzel olduğu” kavgası büyür ve nihayetinde Truva Prensi Paris’in hakemliğinde Afrodit lehine sonuçlanır. Bu olay, Paris’in Sparta Kraliçesi Helen’i Afrodit’in vaadiyle kaçırmasına ve on yıl sürecek Truva Savaşı’nın patlak vermesine yol açar. Böylece Eris’in attığı nifak tohumu, mitolojide büyük bir savaşın fitilini ateşlemiş olur.


Bu hikâye, Eris’in sembolizmini çok iyi yansıtır: kıskançlık, rekabet ve gizli anlaşmazlıkları su yüzüne çıkarma!


Düğünde huzur bozan Eris, aslında tanrıçaların içindeki kıskançlık ve gurur çatışmasını açığa vurmuştur. Onun enerjisi pasif ya da duygusal değildir; aksine provoke edici ve akılcı bir güçtür. Eris sevilmese de cesur, doğrudan ve zekidir; gerçeği ortaya koymak için önce kaos yaratır. Sembolize ettiği altın elma, dünyayı veya arzuları temsil ederken; bu elmaya sahip olma hırsı insanoğlunun bencillik ve çekişmesini temsil eder. Eris, düzeni bozarak gölgede kalan gerçekleri ifşa etmekle ilgilidir. Bu yüzden kaosun ardından gelen farkındalıkla nihayetinde bir düzen değişimi mümkün olur – nitekim Paris’in hükmü Truva Savaşı’nı başlatmış, ancak savaşın sonunda antik dünyanın dengeleri değişmiş ve yeni bir dönem doğmuştur.

Mitolojik Eris’in etkileri o kadar ilgi çekicidir ki, modern zamanlarda bile ona gönderme yapan inanç ve akımlar ortaya çıkmıştır. Örneğin 20. yüzyılda ortaya çıkan Diskordyanizm  (Discordianism) adlı parodik inanç sistemi, Eris’i merkezine alır ve üyeleri kendilerine “Diskordian” derler. Bu eğlenceli alt kültür, evrendeki kaos ve düzen ikilemini vurgulayarak Eris’i mizahi bir şekilde yüceltir. Tüm bunlar, Eris’in mitolojik sembolizminin ne denli güçlü ve kalıcı olduğunu gösterir: Anlaşmazlık ve karmaşa getiren ama sonunda hakikati ortaya çıkaran bir güç olarak zihinlerimize kazınmıştır.

Eris cüce gezegeni ve uydusu Dysnomia'nın bir sanatçı tasviri. Güneş (sağ altta, parlak ışık) Eris’ten bakıldığında sadece uzak bir yıldız gibi görülüyor. Eris, 21. yüzyılda keşfedilen en önemli gökcisimlerinden biridir. 2005 yılında Amerikalı astronom Mike Brown ve ekibi tarafından uzak Güneş Sistemi’nde tespit edilmiş ve 2006 yılında resmen Yunan’ın nifak tanrıçasının adıyla adlandırılmış. Güneş’e olan uzaklığı ve parlaklığı nedeniyle keşfi zorlu olmuştur; ancak Palomar Gözlemevi’nde çekilen fotoğrafların incelenmesiyle varlığı doğrulanmıştır. Eris’in bulunması astronomi dünyasında büyük bir tartışmayı da beraberinde getirmiştir. Çünkü Eris, o zamana dek Plüton’dan daha büyük bir cisim gibi görünüyordu ve NASA başlangıçta onu “Güneş Sistemi’nin 10. gezegeni” olarak duyurdu. Bu durum, “gezegen” tanımının sorgulanmasına yol açtı ve bilim insanlarını adeta ikiye böldü. 2006 yılında Prag’da toplanan Uluslararası Astronomi Birliği (IAU), hararetli tartışmalar sonucunda gezegen kavramını yeniden tanımlayarak Plüton’u gezegenlikten çıkarıp cüce gezegen statüsüne indirdi; aynı kategoriye Eris ve daha önce keşfedilmiş Ceres de dâhil


Böylece Güneş Sistemi’nin resmi gezegen sayısı 8’e düşerken, Eris yeni tanımıyla Plüton’un “kader ortağı” oldu. İronik biçimde, adını anlaşmazlık tanrıçasından alan Eris, gerçekten de bilim camiasında büyük bir anlaşmazlık çıkararak görevini yerine getirmiş oldu.

Astrolojide Eris’in önemi, nispeten yeni keşfedilmiş olmasına rağmen her geçen gün daha iyi anlaşılmaktadır. Pek çok astrolog, Eris’i doğum haritalarına dahil etmeye başlamış ve onun getirdiği temaları analiz etmektedir. Genel kanı, Eris’in çatışma, başkaldırı, kaos ve bölünme ile ilişkili olduğu yönündedir. Mitolojik ünvanına uygun biçimde, haritada bulunduğu noktada bir çeşit “uyanış için kargaşa” enerjisi getirdiği düşünülür. Yani Eris nereye temas ederse orada öncelikle bir huzursuzluk, bir düzen bozma etkisi ortaya çıkarır. Ancak bu kaosun amacı körü körüne yıkım değildir; altında yatan motif, çürümüş veya sahte olanı yıkıp gerçeği ortaya çıkarmaktır.


Bu bakımdan Eris aslında dönüştürücü bir güç taşır: Devrimci, provokatif ve uyandırıcı bir etki. Astrologlar Eris’i çoğunlukla Plüton’a benzer tarzda, fakat daha geniş ölçekte işleyen bir enerji olarak tanımlarlar. Plüton bireysel ve psikolojik dönüşümü temsil ederken, Eris daha ziyade toplumsal ve kolektif dönüşümleri tetikleyen kıvılcım gibidir. Eris’in olduğu yerde “düzenin bozulması” ilk etapta olumsuz görünse de, uzun vadede gerekli ve hatta yapıcı bir sonuç doğurabilir. Nitekim astrolojik yorumlarda Eris’in yarattığı anlaşmazlık ve ayrışmaların zamanla olumlu dönüşümlerle sonuçlandığı vurgulanır.


Eski ve köhneleşmiş yapıların yıkılması, yerine yeni farkındalıklarla daha sağlıklı düzenlerin kurulmasını sağlar. Bu yüzden bazı astrologlar Eris’i “kötücül (malefik) değil, zorlu bir iyicil (benefik)” olarak sınıflandırır. Yani faydalı değişimleri teşvik eder ama bunu tatlılıkla değil, mücadele ve krizler yoluyla yapar. İstenmeyeni adeta söküp atan bir “kozmik temizlikçi” gibidir – tıpkı sert bir antibakteriyel solüsyonun yüzeydeki mikropları arındırması gibi, hayatımızdaki işe yaramayan unsurları temizler.


Örneğin Eris’in olumlu açılar (60° veya 120°) alması durumunda, kişinin fark edemediği zararlı insanları hayatından uzaklaştırmasına yardımcı olacağı dahi ifade edilir. Bu etki ilk bakışta ayrılık getirse de, sonunda kişi için hayırlı bir arınma sağlamış olur. Kısacası Eris, ihtiyacımız olan ama kendi başımıza göze alamadığımız değişimleri tetikleyen katalizör bir güçtür.


Eris’in kolektif etkileri özellikle önemlidir, çünkü son derece yavaş hareket eder. Bir burçta onlarca yıl kaldığı için, belirli kuşakların ortak özelliklerini ve dünyadaki uzun soluklu trendleri simgeler. Tarihsel olaylarla Eris arasında çarpıcı paralellikler kurulmuştur. Astrologlar, Eris’e “Discordia (Nifak) Etkisi” adını vererek kaostan düzen doğma prensibini vurgular. Ona göre Eris, insanlığın birliğe ve tekâmüle ulaşması için önce ayrılık ve çatışmaları yaşatır; bu bir sınav sürecidir. Düzene geçmeden önce kaosun deneyimlenmesi gerekir ve nihayetinde kutuplaşmalar aşılır, bilinç sıçraması sağlanır.


Gerçekten de Eris’in keşfedildiği 2005-2006 yıllarında yeryüzünde bu temaya uygun gelişmeler yaşandığı dile getirilir: Bilim dünyasında hararetli tartışmalar, “Plüton gezegen mi değil mi?” kavgası, büyük doğal felaketler (deprem, kasırga) ve hatta kozmolojide karanlık maddenin keşfi gibi olaylar bu döneme denk gelmiştir. Bu bakış açısına göre, Eris ortaya çıktığında kolektif bilinçte bir tür kelebek etkisi yaratmakta ve toplumu derinden etkileyecek değişimlerin tohumunu ekmektedir.


Eris’in adıyle müsemma şekilde kutuplaşma ve bölünme olaylarında parmağı olduğu düşünülür. Tarihten örnekler verirsek; Kuzey–Güney savaşları, Doğu–Batı bloklaşmaları, ideolojik kamplaşmalar Eris’in “iki kutuplu” doğasını yansıtan durumlardır. Örneğin 20. yüzyılda dünya İki Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş gibi büyük cepheleşmeler yaşamıştır – ki bu süreçte Eris Koç burcunda ilerleyerek (Mars’ın savaş enerjisini andırırcasına) insanlığa çatışma temalarını kolektif olarak deneyimletmiştir.


Yine Eris Koç burcundayken, özellikle ahlak, özgürlük ve eşitlik konularında bireysel başkaldırıların güçlü bir şekilde yükseldiği görülür. Bu dönem, toplumun yerleşik normlarına ve geleneksel yapıya karşı bir uyanışın simgesidir. 1960’lı yıllarda dünya genelinde yaşanan sivil haklar hareketleri, Eris’in Koç burcundaki devrimci enerjisinin belirgin bir yansımasıdır. Amerika Birleşik Devletleri’nde Martin Luther King Jr. önderliğindeki sivil haklar mücadelesi, siyahilerin hak eşitliği arayışıyla önemli bir dönemeç olmuştur.


Aynı dönemde kadın özgürleşme hareketleri de güç kazanmış, feminist dalgalar toplumsal cinsiyet rollerini sorgulamış ve kadınların ekonomik, politik ve sosyal hayatta daha fazla söz sahibi olma mücadelesi ortaya çıkmıştır. Bu hareketlerin ortak noktası, bireysel hakların kolektif bir arzu haline dönüşmesi ve Eris’in başkaldıran enerjisiyle birleşerek geniş çaplı toplumsal değişimlere yol açmasıdır. 17 Mayıs 1954 ile başlayan bu hareketin, an haritasında Mars oğlak burcunda iken Eris ile kare açı yapmaktadır. Haritayı incelemenizi tavsiye ederim.


Eris’in Kişisel ve Toplumsal Haritalarda Anlamı


Astrolojik haritalarda Eris’in nasıl çalıştığını anlamak için bireysel (natal) haritalarla toplumsal (mundane) haritaları ayrı değerlendirmek önemlidir. Kişisel doğum haritasında Eris, genellikle jenerasyon gezegeni olarak kabul edilir ve doğrudan kişisel gezegenlerle bağlantılı değilse etkisi arka planda kalabilir. Bu durumda, kişi Eris’in etkilerini doğrudan kendi karakterinde hissetmek yerine, dış dünyada yaşanan olaylar yoluyla deneyimler. Örneğin, Eris’in önemli bir açı yapmadığı haritalarda, kişinin hayatında toplumsal krizler (örneğin Covid-19 pandemisi) gibi dışsal olaylar şeklinde ortaya çıkabilir.


Ancak, eğer Eris doğum haritasında Güneş, Ay, Merkür, Venüs veya Mars gibi kişisel gezegenlerle güçlü açılar (kavuşum, kare, karşıt) yapıyorsa, o kişi Eris’in asi ve devrimci ruhunu bireysel düzlemde taşır. Bu durumda kişi, yenilikçi fikirleriyle dikkat çekebilir, başkaldıran bir kimliğe sahip olabilir ve geleneksel yapıları sorgulama eğilimindedir. Örneğin, Merkür ile Eris kavuşumu olan bir birey, toplumun alışkanlıklarına meydan okuyan düşüncelerle öne çıkar; bu fikirler başlangıçta garip veya radikal görünse de, zamanla haklılık kazanabilir. Güneş–Eris temasında ise birey, liderlik vasfıyla düzeni sarsabilirken, Ay–Eris teması duygusal çatışmalara ve aile bağlarında kopuşlara işaret edebilir. Mars–Eris teması ise mücadeleci bir ruhu ve tartışmalarla dolu bir hayatı ifade eder.


Toplumsal (mundane) astroloji açısından Eris son derece güçlü bir aktördür. Ülkelerin kuruluş haritalarında veya önemli olayların astrolojik haritalarında Eris, toplumsal çatışmalar, ayrılıklar ve reform hareketleriyle bağlantılıdır. Bir ülkenin haritasında Eris, MC (tepe noktası) civarında yer alıyorsa, bu ülkenin tarih boyunca iç çatışmalarla anılma potansiyeli yüksektir. İki ülke arasında yapılan bir antlaşmada Eris’in sert açılar yapması ise ileride bu antlaşmanın bozulma riskine işaret edebilir. Eris, toplumsal olayların dinamiklerini belirleyen bir güç olarak kaotik dönemlerde sahneye çıkar.


Tarihsel olaylar incelendiğinde, Eris’in burç değiştirdiği veya önemli açılar yaptığı dönemlerde dünyada büyük dönüşümler yaşandığı görülür. Örneğin, Eris 1920’lerde Koç burcuna geçtikten sonra II. Dünya Savaşı’na giden süreç hızlanmış, savaş sonrasında ise ulus devletlerin yükselişi gözlemlenmiştir. Yine 1970’lerde Eris Koç’ta ilerlerken Soğuk Savaş’ın sert dönemi yaşanmış, Berlin Duvarı’nın yıkılması ve Sovyet Bloğu’nun dağılmasıyla yeni bir düzen kurulmuştur. Yakın geçmişte ise 2016-2017 döneminde Eris, Koç’ta Uranüs ile kavuşum yapıp Plüton’a kare attığında, dünya genelinde siyasi krizler, Brexit ve ABD seçimleri gibi büyük toplumsal hareketlilikler yaşanmıştır.


Sonuç olarak, kişisel haritalarda Eris, zorlayıcı değişimlerin, zorlu büyüme süreçlerinin ve bireysel başkaldırıların simgesidir. Toplumsal haritalarda ise kaosun içinden doğan düzen arayışlarını ve kolektif bilinçteki dönüşümleri temsil eder. Eris, karmaşanın içinde saklı düzeni anlamamızı ve güçlü kalmamızı gerektiren bir öğretmendir. O, kaosla yüzleşerek gerçek dönüşümü kucaklamamız gerektiğini hatırlatan bir kozmik rehberdir.

Eris’in Burç ve Evlerdeki Etkileri


Eris’in burçlar kuşağındaki konumu, bireylerden ziyade kuşaklar üzerinde etkili olur. Bunun nedeni Eris’in bir burçta çok uzun süre (onlarca yıl) kalmasıdır. Örneğin, Eris 1920’lerden bu yana Koç burcunda seyrettiği için, yaşayan insanların neredeyse tamamı doğum haritalarında Eris’i Koç burcunda taşımaktadır. Bu durum, Koç burcu Eris kuşağının ortak özellikler geliştirmesine yol açmıştır: Bu kuşak, bireysellik, isyan ve mücadele temalarını yoğun yaşamıştır. Eris’in Koç’ta olması bir bakıma Mars’ın cesur ve yüksek sesle direnen enerjisini kolektife yansıtır; toplumsal düzeyde ahlâka, özgürlüğe veya eşitliğe aykırı görülen konularda hak arayışları tetiklenir.


20.yüzyılın ikinci yarısında gerçekleşen özgürlük hareketleri, sivil hak mücadeleleri, feminist dalga gibi olaylar Eris Koç etkisine örnek verilebilir. Eris farklı burçlarda benzer şekilde o burcun temalarını “uçlarda” yaşatacaktır. Örneğin Boğa burcunda (2048’den sonra) olduğunda, muhtemelen ekonomiye, kaynak paylaşımına ve güvenlik ihtiyacına dair kolektif çatışmalar ön plana çıkacaktır. İkizler burcunda olsaydı bilgi, iletişim ve ideoloji savaşları şeklinde tezahür edebilirdi; Yengeç burcunda ise milli güvenlik, vatan, aile temalarında kutuplaşmalar yaşayabilirdik.


Eris bulunduğu burcun arketipine meydan okuyan olayları kolektif ölçekte harekete geçirir. Bu nedenle doğum haritasında Eris’in burç konumu, bireysel karakterden ziyade kişinin dahil olduğu kuşağın genel karakterini yansıtır.


Eris’in Evlerdeki Olası Etkileri


Öte yandan Eris’in ev konumu, bireysel doğum haritası analizinde önem taşır. Haritadaki evler, yaşamımızın belirli alanlarını temsil ettiğinden, Eris’in bulunduğu ev bize “hayatımızın hangi alanında çekişme ve dönüşüm deneyimleyebiliriz?” sorusunun cevabını verir. Eris bu alanda genellikle alışılmış düzeni bozan, bizi konfor alanımızdan çıkaran gelişmeleri tetikler.


1. Ev (Kişisel Kimlik ve İmaj):Eris bu evdeyken birey, kendini ortaya koyma biçiminde sıra dışı ve asi bir tutum sergileyebilir. Kimlik arayışı çatışmalı olabilir; toplumun dayattığı rollere başkaldırma, özgün ve aykırı bir imaj geliştirme söz konusudur. Bu süreçte kişi, içsel kaosunu dış dünyaya yansıtabilir ve bu da çatışmalara yol açabilir. Ancak bu mücadele, kendi özgün kimliğini keşfetme yolculuğudur.

2. Ev (Değerler ve Maddi Güvenlik):Maddi kaynaklar ve özdeğerle ilgili krizler görülebilir. Para kazanma yollarında beklenmedik değişiklikler, finansal riskler veya kendi değerini sorgulama deneyimleri yaşanabilir. Eris burada, bireyi maddi güvenliğe bağımlı olmaktan çıkarıp, kendi değer ölçütlerini yeniden tanımlamaya iter. Bu sayede kişi, sadece maddi kazançlarla değil, özdeğerle beslenmeyi öğrenir.

3. Ev (İletişim ve Yakın Çevre):Yakın çevre, kardeşler veya komşularla çatışmalar gündeme gelebilir. İletişimde ani patlamalar veya keskin sözler, kaotik tartışmalara yol açabilir. Eris burada, düşünce kalıplarını kırmaya zorlar; kişinin ifade biçimini değiştirmesi ve daha özgün bir iletişim yolu bulması gerektiğini vurgular. Aynı zamanda fikir çatışmaları, bireyi zihinsel esnekliğe ve daha açık görüşlülüğe yönlendirebilir.

4. Ev (Aile ve Kökler):Eris burada aile içi huzursuzluk, kopukluk veya geleneksel yapılara başkaldırı getirebilir. Aileyle çatışmalar, köklerden ayrılma veya ebeveynler arasında bölünme yaşanabilir. Kişi kendi aidiyet duygusunu yeniden tanımlayarak özgürleşmeyi öğrenir.

5. Ev (Aşk ve Yaratıcılık):Aşk hayatında ani kopuşlar, dramatik ilişkiler veya beklenmedik çocuk meseleleri yaşanabilir. Yaratıcılıkta isyan, özgünlüğe yönelme veya sanatsal krizler gözlemlenebilir. Bu süreçte kişi, yaratıcılığını kendi gölgesiyle yüzleşerek yeniden yapılandırır.

6. Ev (Günlük Hayat ve Sağlık):İş hayatında çatışmalar, rutinlerde bozulmalar veya sağlık krizleri olabilir. Bu çalkantılar, kişiyi daha sağlıklı ve keyifli bir düzen kurmaya iter. Kişi esneklik kazanarak değişime uyum sağlama becerisi geliştirir.

7. Ev (İlişkiler ve Ortaklıklar):Eris burada partnerle çatışmalar, boşanma veya ortaklıklarda gerilim yaratabilir. İlişkilerde güç mücadelesi yaşanabilir, bu da kişiye sınır koyma ve haksızlıklara direnme dersleri verir. Sonuçta, daha dengeli ve sağlıklı ilişkiler kurulabilir.

8. Ev (Dönüşüm ve Krizler):Yoğun krizler, büyük kayıplar ve yeniden doğuş süreçleri kaçınılmazdır. Bu evdeki Eris, acı verici dönüşümleri tetikler; kişi büyük bir değişim yaşayarak daha güçlü bir kimlik oluşturur.

9. Ev (İnançlar ve Hayat Felsefesi):İnançlarda çatışma, dogmatik düşüncelerden özgürleşme veya hayata bakış açısında köklü değişimler görülebilir. Fikirlerde devrim yapmaya iten Eris, kişiyi kendi doğrularını sorgulamaya ve genişlemeye zorlar.

10. Ev (Kariyer ve Toplumsal Statü):Mesleki krizler, otoriteyle çatışma veya ani yön değişimleri olabilir. Kişi kariyerini sorgulayıp daha özgün ve anlamlı bir yol seçme ihtiyacı hissedebilir. Toplumsal yapıları dönüştürme arzusuyla hareket eder.

11. Ev (Sosyal Çevre ve İdealler):Arkadaş gruplarında anlaşmazlıklar veya topluluklardan ayrılma görülebilir. Birey, sosyal kimliğini yeniden şekillendirerek kendi yolunu çizmek ister. Eris burada, ait olduğu grupları sorgulatır ve gerçek dostları keşfetme fırsatı sunar.

12. Ev (Bilinçdışı ve İzolasyon):İçsel krizler, ruhsal arayış veya yalnızlık deneyimleri kaçınılmazdır. Bu evde Eris, gölge yanlarla yüzleşmeyi ve içsel dönüşümü öğretir. Kişi bilinçaltındaki kaosu dönüştürerek ruhsal özgürlüğe ulaşabilir.



Tüm hakları saklıdır © [2023] [Cemre]. Bu materyal, telif hakkı sahibinin açık yazılı izni olmadan çoğaltılamaz, görüntülenemez, değiştirilemez veya dağıtılamaz. İzin için [thewitchusa@gmail.com] ile iletişime geçiniz. “Cemre tarafından tasarlanmış” veya “Cemre tarafından fotoğraflanmış” olarak belirtilen tüm medya bana aittir. Sayfadaki Podcast yapay zeka ile oluşturulmuştur.



 
 
 

Comments


bottom of page